Bir ülkenin zenginliğinin altın ve gümüşle ölçülmesi, tarımın ihmal edilerek sanayiye önem verilmesi, devletin ülkeye altın giresini teşvik etmesi, altının ülkeden çıkmasını önlemek için ekonominin her alanına müdahale etmesi zamanla bizzat gelişmekte olan sanayiyi boğmaya başlamış, yeni düşüncelerin ortaya çıkmasını teşvik etmiştir.
Fizyokrasi; bu ortam içinde fransa’da 18. Yüzyılın ikinci yarısına kadar sürdürülen merkantilist politikaya karşı bir reaksiyon olarak doğmuştur.
Fizyokratlar; sosyal olaylar arasında düzgün ilişkiler bulunduğunu, kişilerin ve hükümetlerin bu ilişkileri tanımak ve davranışlarını ona göre ayarlamak zorunda olduklarını ileri sürerek iktisat biliminin kurulmasına yardım etmişlerdir.
- Merkantilistler ulusal zenginliği sanayi ve ticareti geliştirerek ticaret bilançosunu lehe çevirmede görürler. Fizyokratlar ise tarım ve hayvancılığa önem vermişlerdir.
- Merkantilizm tek taraflıdır.
- Merkantilizm de devlet müdahalesi vardır. Fizyokraside ekonomide devlet eline ihtiyaç yoktur.
- Fizyokrasi merkantilizme tepki olarak doğmuştur.
- Fizyokrasi sosyal ilişkilere önem verir.
- Merkantilizmde altın ve gümüş önemli iken fizyokraside tarım ve hayvancılık önemlidir.
Fizyokratlar
Fransada 15. Louis’in saray hekimi Dr. Quesney’in çevresinde toplanan ve aynı ekonomik düşünceyi savunan kimselere fizyokratlar ve bunların meydana getirdiği okula Fizyokrasi denmektedir.
Dr. François Quesnay
- Fizyokrasinin kurucusudur. Aynı zamanda bir hekimdir.
- En başlıca fizyokrattır. Turgot hariç diğerleri Quesnay’ın düşüncelerini tesfir etmek, yaymak ve tekrarlamakla yetinmişlerdir.
- 1758’de ekonomik tablo adlı eseri yayımlanmıştır. Gerçeklere uymamakla beraber gelir dolaşımını gösteren ilk deneme olma bakımından önem taşımaktadır. Bu tabloda Quesnay yıllık milli hasılanın 5 milyar frank olduğunu varsayarak bu milli hasılanın çeşitli sosyal sınıflar arasında ve doğa ile insan arasındaki dağılımını göstermiştir.
- Fransa’da nüfusun azalmasından ve sefaletten merkantilist politikayı sorumlu tutmuştur.
- Liberalizm ve ferdiyetçiliği savunmuştur.
- Dolaysız vergilerin dolaylı vergilere üstün olduğu hususunda bazı düşünceler ileri sürmüştür.
Dupont de Nemours
- Fizyokrasi deyimi Dupont de Nemours tarafından verilen bir addır. Yunanca doğa hakimiyeti anlamına gelir. Toprağın ve doğanın tek üretim kaynağı olduğu, ekonomik yaşama hakim olan kanunların bulunduğu anlatılmak istenmiştir.
- Fizyokrasiyi doğal düzen bilimi olarak tanımlamıştır. Fizyokratlara göre doğal düzen tanrı tarafından insanların yararına istenen bir düzendir. Mülkiyet ilişkileri ve otorite bu düzenin temelini oluşturur.
Mercier de la Riviere
- Toplum yönetiminin doğal düzeni adlı bir kitabı vardır.
- Ticaret zorunlu bir musibet olup, önemi tarıma hizmet etmesinden ileri gelmektedir.
- Toplama çoğaltma değildir demiştir. Bunun sebebi sanayi ve ticaret sadece imaddenin şeklinde, yapısında ve yerinde değişiklik yapar. Girdilerden fazla bir şey meydana getirmez.
Le Trosne
Baudeau
Mirabeau
- Mirabeu’ya göre Ekonomik tablo yazı ve paranın bulunması kadar önemli bir buluştur.
Turgot
- Orijinal düşünceleri olan bir fizyokrattır.
- Değer üzerine bilimsel açıklamalarda bulunarak, sübjektif değer teorisine esas olabilecek düşünceler öne sürmüştür.
- Tarımın üretken, sanayi ve ticaretin üretken olmadığını ileri sürmüştür.
- Büyük arazi mülkiyetinin ilahi hukukun bir kurumu olduğu yolundaki fizyokratik düşünceye aynı kesinlikte katılmamıştır.
- Taşınabilir servete ve emek ürünlerine önemli bir yer vermiştir.
- Sermayeyi tahlil etmiş faizi haklı görmüştür.
- İş bölümü, para, arazi rantı, sermaye ve faiz hakkındaki düşünceleri ile A. Smith’e öncülük etmiştir.
- Ücret teorisi ile David Ricardo’nun öncüsü sayılmaktadır.
Fizyokratların Temel Düşünceleri
- Üretim; madde yaratmaktır. Madde yaratan; harcanandan fazla verendir. Uğraş alanı ise tarımdır. Ticaret ve sanayi harcanandan fazla bir şey vermez. Sadece maddenin şekline, yapısına veya yerinde değişiklik meydana getirir.
- Fizyokratlar üretken (verimli) ve üretken olmayan (verimsiz) faaliyetler ayrımı yapmışlardır.
- Fizyokratlara göre yalnızca tarım üretkendir. Çünkü harcanandan fazla vermektedir.
- Fizyokratlar safi hasıla düşüncelerine göre toplumu;
- Toprağı işleyenlerin (çiftçilerin) meydana getirdiği üretken (produktif) sınıf.
- Sanayi ve ticaretle uğraşanları içeren (işçiler dahil) üretken olmayan (verimsiz) sınıf
- Toprak sahipleri ve hükümdarların oluşturduğu dağıtıcı sınıf
Olmak üzere üç sosyal sınıfa ayırmışlardır.
- Mevcut politik düzeni (krallığı) iyi görmüşler, toprak mülkiyetini savunmuşlardır.
- Tarımda meydana gelen fazla insan emeğinin değil, doğanın, toprağın bir hibesidir. Tarım tanrı tarafından kurulmuş bir üretim alanıdır.
- Toprak mülkiyeti tarımsal faaliyetin temelidir. Arazi sahipleri topraklarını tarıma elverişli hale getirmelerinin karşılığı olarak safi hasılaya da sahip olurlar.
- Toprağı işleyen çiftçiler (üretken sınıf) kendilerinin ve ailelerinin yaşamalarını sürdürebilmelerine yeten bir pay alırlar.
- Üretken olan sanayi yararlıdır. Fizyokratlar ticarete sanayiye oranla daha az önem verirler.
- Bilindiği gibi, üretim çeşitli girdilerle yapılır. Elde edilen mahsulle girdiler arasındaki fark kadar bir hasıla elde edilir. Ancak, fizyokratlar bu farkı, maldaki büyüme olarak ele almışlar ve böyle bir büyümenin yalnız tarımda olduğunu ileri sürmüşlerdir.
- Fizyokratlara göre tarımda meydana gelen fazla insan emeğinin değil, doğanın eseridir.
- Fizyokratlar; Hiçbir şey yoktan var olmaz, hiçbir şey kaybolmaz biçiminde ifade edilen Lavoisier kanununu henüz tanımamışlardır.
- Fizyokratlara göre vergi yalnız safi hasıladan alınmalıdır. Çünkü üretken olmayan sınıflardan alınan vergiler safi hasılaya yansır.
- Fizyokratlara göre ekonomik faaliyetler ve sosyal yaşam her yerde geçerli değişmez doğal ilkelere tabidir.
- Doğal düzen ilahi bir düzendir. Devletin müdahalesi olmadan kendi kendine kurulur.
- Devlet fertlerin faaliyetlerine müdahale etmek yerine serbest bırakmalıdır. Böylece doğal düzen kendiliğinden işler.
- Devletin görevi ülkenin güvenliğini sağlamak, eğitim ve bayındırlık hizmetlerini sürdürmektir.
- Krallığı despotizm ile bir tutmazlar. Kral kendisinin yapmadığı doğal kanunlara uymakla görevlidir.
Fizyokratlar tarafından yapılan üretkenliğin tanımı yanlıştır. Ekonomik tabloyu doğru olarak kabul etmek mümkün değildir. Fizyokrasinin yalnız tarıma önem vermesi, üretimi fayda yaratma yerine madde yaratma biçiminde ele alması, üretken olmayan sınıf görüşü doğru değildir. Safi hasıla fizyokratların iddia ettikleri gibi, tarıma özgü de değildir.
Fizyokrat düşünce Fransa’da doğmuş, Fransa’nın sınırları dışına pek yayılamamıştır. Çevre ülkelerde görülen bazı fizyokrat yazarların fazla bir önemi olmamıştır.
Klasik İktisadi Düşünce
Adam Smith
İskoçyada 1723 yılında doğmuştur. İngilterede Oxford’da eğitim hayatını tamamlamış.
Hem mantık hem ekonomi alanında eğitimini vermeye başlamış.
Farklı ülkelere ulaşarak turgot ve kesneyin düşüncelerinden etkilenmiştir.
En önemli yapıtı 1776 ulusların zenginliği adlı kitabını yayımlamıştır.
Kendinden önceki merkantilistlerin ve fizyokratların görüşlerini değerlendirmiştir. İktisadi olaylar arasında nasıl sebep sonuç ilişkileri kurulacağını değerlendirmiştir.
Adam Smith sanayi devriminde yaşamış bir iktisatçıdır.
Merkantilizmden daha fazla liberalizmin daha ileri olduğunu savunmuştur.
Adam Smith tek bir kesimin çıkarından ziyade toplumsal çıkarı öne alan bir iktisatçıdır.
Merkantilizm ve fizyokrasideki zenginliğin kaynağının doğru olmadığını ileri sürer
Merkantilizm | Fizyokrasi | Klasik İktisadi Düşünce |
Ülkeye giren altın ve gümüş | Tarımsal üretim | İş bölümü ve uzmanlaşma (Emek) |
Verimli tarım ve sanayi | Verimli Tarım ve sanayi | |
Verimsiz sanayi ve ticaret | Verimsiz Hizmet sektörü |
Hem tarım hem sanayide kullanılan emek verimlidir (Proaktiftir).
İnsanlar arasındaki iş bölümünün mübadeleyi mübadelenin parayı zorunlu kıldığını görmüştür.
Adam Smith’e göre para bir değişim aracı ve değer ölçüsüdür.
Ulusal zenginliğin sadece tarıma bağlı olmadığını sanayi ve ticaret sektörlerinin de olduğunu? Söylemiştir.
Adam Smith’!e göre vergi bütün sektörlerden alınmalı. (Fizyokratların aksine)
Herkes ekonomik gücü oranında vergi vermeli. (Subjektif vergi)
Adam Smith’in proaktif olarak görmediği grup hizmet sektörüdür.
Tarım sanayiden bir kat daha fazla verimli (proaktif) demiştir.
Adam Smith’in literatüre kattığı en önemli katkısı iş bölümüdür. İş bölümü denince akla gelen ilk isim Adam Smith’tir.
Bir insan günlük hayattaki tüm ihtiyaçlarını kendisi üretmeye kalkmak yerine en iyi olduğunu üreterek topluma katkı sağlayabilir. Bu sayede kendi ihtiyacından fazlasını satarak başkalarının ürettiklerini satın alır.
Bunun sakıncası bir kişi devamlı olarak aynı işi yaptığında farklı şeyler düşünemez yeni fikirler ortaya atamaz der. Bunu önlemek için eğitime önem vermiştir.
Fizyokratların doğal düzen tezini devam ettirir. Ancak kaynak olarak tanrı değil kişilerin çıkarlarına göre hareket etmesi sonucu oluştuğunu savunur (Bireysel çıkar)
Herkes kendi kişisel çıkarı peşinde koştukça toplumsal çıkarda maksimize olur. Bu nedenle herkes özgür bırakılmalıdır.
Serbest piyasa ekonomisini savunur. Devlet ekonomiye müdahale etmemelidir der.
Kişisel çıkarlar insanların gelirlerini arttırmalarını daha iyi yaşam standartlarını iyileştirmelerine yardımcı olur.
Her insan hukuk / ahlak kurallarına uyduğu sürece kendi çıkarlarına göre hareket etmekte serbest olmalıdır. Bu şekilde doğal düzen devam eder.
Devlet sadece savunma, adalet, eğitim, altyapı gibi işlevleri üstlenerek jandarma devlet konumunda olmalıdır diye düşünür.
Devlet yerine kâr amaçlı işler kişilere ve onların kurduğu ortaklıklara bırakılmalıdır.
Rekabet serbestisi, özel girişimler olmalıdır.
Adam Smith; tekel uygulamasına karşıdır.
Adam Smith’ uluslararası iş bölümünü de uygun görmüştür. Mutlak Üstünlükler teorisi.
Bir malın değerini ne belirler? Adam Smith’e göre o malın üretiminde kullanılan emek ve maliyetidir.
Vergi; mükelleflerin gücüne göre alınmalıdır.
Adam Smith’in ortaya attığı teorilerden günümüze kalan fiyat, ücret, rant, kârdır.
Düşünceleri Merkantilist politikaların ortadan kalkmasında etkili olmuştur.
Bir yanıt yazın